Nedir Bu Organik?
Organik ürün hakkında herkesin bir fikri var, peki gerçekten nedir bu organik?
Aslında ilk olarak organik ürün çok da yoruma açık bir konu değildir. Resmi gazetede yayınlanan Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarım Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelikle net bir şekilde sınırları tanımlanmıştır. Zaten yönetmelik Avrupa Birliği Kriterlerine uygun olarak hazırlandığından dünyanın her yerinde organik ürünün tanımı aşağı yukarı bizdekiyle aynıdır. Bazı ülkelerde biyolojik, ekolojik gibi isimlerle de etiketlendirilmektedir.
Kabaca açıklayacak olursak Organik ürün; üretimi esnasında sentetik kimyasalların kullanımının tamamen yasak olduğu, baştan sona her aşaması denetim altına alınan ve sertifikasyona tabi tutulan bir üretim şeklidir. Organik ürün üretecek kurum veya kişiler özel sertifika kuruluşları ile anlaşmalar imzalayarak denetim altına girerler. Bu noktada kafanıza şöyle bir soru gelebilir; kar amacı güden özel bir sertifika şirketine ne kadar güvenebiliriz? başta Avrupa Birliği Komisyonu tarafından eşdeğerlik almış uluslararası yetkili akredite sertifika kuruluşları olmak üzere bu kuruluşlar son derece güvenlirdir ve işlerini layıkıyla yerine getirirler. Çünkü denetime tabi tuttukları üreticinin ürünlerinde bir problem çıkması halinde kendileri de üretici ile beraber bir çok yaptırım ve ağır cezalarla karşı karışıya kalmaktadırlar. Bu nedenle sertifika kuruluşları bu işi fazlasıyla ciddiye almakta, denetimleri çok sıkı tutmaktadırlar ve en önemlisi de müteşebbisinin kişisel çıkarları için adını lekeleme riskini asla göz önüne almazlar. Ayrıca sertifika kuruluşları da diğer başka resmi kurumların denetimi altındadır.
Bunlara ek olarak organik ürün üretecisi düzenli olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ve eğer organik pazarlarda yer alıyorsa çeşitli dernekler ve belediyelerin denetimi altındadır.
Bu kadar denetime karşı hiç mi sorun yaşanmıyor diye soracak olursanız tabi ki böyle bir şey mümkün değil. Her işte olduğu gibi bu sektörde de işini layıkıyla yerine getirmeyen kötü niyetli kişi ve kurumlar zaman zaman ortaya çıkıyor. Ancak sistemin en güzel yanı da bu kişileri çok kısa bir zaman içerisinde denetleme mekanizması sayesinde tespit ederek sistemin dışına atmasıdır. Bu nedenle günümüzde tüketebileceğiniz en güvenilir ürünler, şüphesiz Organik Sertifikalı ürünlerdir.
Konuyla ilgili bazı bilgiler;
- Ortalama bir konvansiyonel elmada 30 farklı pestisit bulunmaktadır ve bu kimyasallar sirkeli suyla yıkarak veya kabuğunu soyarak temizlenemezler.
- Sürdürülebilir olduğu ve doğaya zarar vermediği için sanılanın aksine organik tarım ile bütün dünyanın beslenebileceği çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır.
- Konvansiyonel ürünlerde organik olanlara göre %33 daha fazla antibiyotik dirençli bakteri bulunmaktadır.
- Organik ürünlerle beslenen çocukların idrarlarında konvansiyonel ürün tüketenlere oranla daha az pestisit tespit edilmiştir.
- Konvansiyonel tarım toprağa ve doğaya zarar verdiği için sürdürülebilir değildir ve bu nedenle her geçen yıl daha güçlü kimyasallara ihtiyaç duymaktadır.
- 2011 yılında birbirinden bağımsız olarak yapılan 3 ayrı çalışmada hamileyken belli tip pestisitlere maruz kalan kadınların çocuklarının diğerlerine göre daha düşük IQ puanına sahip olduğu tespit edilmiştir.
- Konvansiyonel tarım ve hayvancılık küresel ısınmanın %30'undan sorumludur.
- Ortalama bir kişi yılda 2kg kadar gıda katkı maddesi tüketmektedir.
Haftaya görüşmek üzere, Sevgilerimle.
Burak.
Aslında ilk olarak organik ürün çok da yoruma açık bir konu değildir. Resmi gazetede yayınlanan Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarım Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelikle net bir şekilde sınırları tanımlanmıştır. Zaten yönetmelik Avrupa Birliği Kriterlerine uygun olarak hazırlandığından dünyanın her yerinde organik ürünün tanımı aşağı yukarı bizdekiyle aynıdır. Bazı ülkelerde biyolojik, ekolojik gibi isimlerle de etiketlendirilmektedir.
Kabaca açıklayacak olursak Organik ürün; üretimi esnasında sentetik kimyasalların kullanımının tamamen yasak olduğu, baştan sona her aşaması denetim altına alınan ve sertifikasyona tabi tutulan bir üretim şeklidir. Organik ürün üretecek kurum veya kişiler özel sertifika kuruluşları ile anlaşmalar imzalayarak denetim altına girerler. Bu noktada kafanıza şöyle bir soru gelebilir; kar amacı güden özel bir sertifika şirketine ne kadar güvenebiliriz? başta Avrupa Birliği Komisyonu tarafından eşdeğerlik almış uluslararası yetkili akredite sertifika kuruluşları olmak üzere bu kuruluşlar son derece güvenlirdir ve işlerini layıkıyla yerine getirirler. Çünkü denetime tabi tuttukları üreticinin ürünlerinde bir problem çıkması halinde kendileri de üretici ile beraber bir çok yaptırım ve ağır cezalarla karşı karışıya kalmaktadırlar. Bu nedenle sertifika kuruluşları bu işi fazlasıyla ciddiye almakta, denetimleri çok sıkı tutmaktadırlar ve en önemlisi de müteşebbisinin kişisel çıkarları için adını lekeleme riskini asla göz önüne almazlar. Ayrıca sertifika kuruluşları da diğer başka resmi kurumların denetimi altındadır.
Bunlara ek olarak organik ürün üretecisi düzenli olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ve eğer organik pazarlarda yer alıyorsa çeşitli dernekler ve belediyelerin denetimi altındadır.
Bu kadar denetime karşı hiç mi sorun yaşanmıyor diye soracak olursanız tabi ki böyle bir şey mümkün değil. Her işte olduğu gibi bu sektörde de işini layıkıyla yerine getirmeyen kötü niyetli kişi ve kurumlar zaman zaman ortaya çıkıyor. Ancak sistemin en güzel yanı da bu kişileri çok kısa bir zaman içerisinde denetleme mekanizması sayesinde tespit ederek sistemin dışına atmasıdır. Bu nedenle günümüzde tüketebileceğiniz en güvenilir ürünler, şüphesiz Organik Sertifikalı ürünlerdir.
Konuyla ilgili bazı bilgiler;
- Ortalama bir konvansiyonel elmada 30 farklı pestisit bulunmaktadır ve bu kimyasallar sirkeli suyla yıkarak veya kabuğunu soyarak temizlenemezler.
- Sürdürülebilir olduğu ve doğaya zarar vermediği için sanılanın aksine organik tarım ile bütün dünyanın beslenebileceği çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır.
- Konvansiyonel ürünlerde organik olanlara göre %33 daha fazla antibiyotik dirençli bakteri bulunmaktadır.
- Organik ürünlerle beslenen çocukların idrarlarında konvansiyonel ürün tüketenlere oranla daha az pestisit tespit edilmiştir.
- Konvansiyonel tarım toprağa ve doğaya zarar verdiği için sürdürülebilir değildir ve bu nedenle her geçen yıl daha güçlü kimyasallara ihtiyaç duymaktadır.
- 2011 yılında birbirinden bağımsız olarak yapılan 3 ayrı çalışmada hamileyken belli tip pestisitlere maruz kalan kadınların çocuklarının diğerlerine göre daha düşük IQ puanına sahip olduğu tespit edilmiştir.
- Konvansiyonel tarım ve hayvancılık küresel ısınmanın %30'undan sorumludur.
- Ortalama bir kişi yılda 2kg kadar gıda katkı maddesi tüketmektedir.
Haftaya görüşmek üzere, Sevgilerimle.
Burak.
Yorumlar
Yorum Gönder